ZEYBEKLER

Zeybek sözcüğü ve zeybeklik hakkında gerçeğe yakın ne biliyorsak hepsi şu 150-200 yıllık yakın tarihimizdeki görgülerimize dayanıyor. Bunun dışında ne sözlüklerde bir açıklık var, ne de kaynaklarda. Gerilere doğru daha da bulanıyor. Ahi'lerden Dionisos ayinlerine, Bakkhalar'a ve dağlardaki av törenlerine kadar hep yakıştırmalardan ve benzetmelerden oluşan bir söylenceler karanlığına gömülüyoruz.

Yakın tarihimizden ve tanıyabildiğimiz ünlü efelerden öğrendiklerimize gelince, ayrıntılara girmeden şöyle sıralayabiliriz: Zeybeklik, kendine özgü töreleri, giysileri, rütbeleri ve oyunlarıyla adeta dinsel bir niteliği de bulunan, yasa dışı silahlı örgütsel bir kurum. Başlangıçta belki bir meslek örgütü, belki Akşehir'in sıra yarenlerinde olduğu gibi bir dostluk, yiğitlik kuruluşu, belki de yerel bir güvenlik gücü idi. Sonra yavaş yavaş yozlaştı, bildiğimiz yasa dışı bir sürece girdi. Bu süreç içinde bir kısmı bireysel eşkıyalığa düşecek kadar çaresiz kaldı. Bir kısmı da Yürük Ali Efe'de olduğu gibi örgütleriyle birlikte Kurtuluş Savaşı'na katılarak yüze çıktı ve yasal olan yaşama döndü. Böylece de bugün kala kala folklorumuzda güzel zeybek oyunlarıyla türküler kaldı sadece.

Zeybek olgusunu her ne kadar bazıları Ege'ye özgüymüş gibi gösterirse de, Eskişehir'in Konya'nın Kaşıklı Zeybeği ve Ankara Zeybeği, Zeybekliğin daha yaygın olduğunu gösterir.

Ruhi SU