BİZ ÜÇ KİŞİYDİK
Biz üç kişiydik: Bedirhan, Nazlıcan ve ben. Üç ağız.. üç deli yürek.. üç yeminli fişek! Adımız belâ diye yazılmıştı dağlara, taşlara Boynumuzda ağır vebal, Koynumuzda çapraz tüfek! El tetikte, kulak kirişte, Ve sırtımız toprağa emanet... Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık.. Deniz çok uzaktaydı Ve dokunuyordu yalnızlık... Gece, ırmak boylarında uzak çakal sesleri, Yüzümüze, ekmeğimize, Türkümüze çarpar geçerdi. Göğsüne kekik sürerdi Nazlıcan, Tüterdi buram-buram. Gizlice ona bakardık, yüreğimiz göçerdi... Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı Ateş böcekleriyle bir oldu, Kırpışarak tükendi... Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza Kurşun gibi, mayın gibi, Tutuşarak tükendi... Oy, Nazlıcan... vahşi bayırların maralı... Oy, Nazlıcan... saçları fırtınayla taralı... Sen de böyle gider miydin yıldızlar ülkesine? Oy, Nazlıcan oy... can evinden yaralı...
AĞIT: Serin yayla çiçeği, oy Nazlıcan.. Deli-dolu heyecan, oy Nazlıcan.. Göğsümde bir sevda kelebeği, Ölüme sunduğum can, oy Nazlıcan..
Artık, yenilmiş ordular kadar Eziktik, sahipsizdik.. Geçip gittik, parka ve yürek paramparça!. Gerisi ölüm duygusu, Gerisi sağır sessizlik.. Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda.. Bedirhan'ı bir gedikte sırtından vurdular, Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları.. Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca, Titredi ve iki yana düştü kolları.. Ölüm bir ısırgan otu gibi Sarmıştı her yanını... Devrilmiş bir ağaçtı, ay ışığında gövdesi.. Uzanıp, bir damla yaş ile Dokundum kirpiklerine.. Göğsümü çatlatırken nabzının tükenmiş sesi.. Sanki bir şakaydı bu!.. birazdan uyanacaktı, Birazdan ateşi karıştırıp bir cıgara saracaktı... Oysa ölüm, sadık kalmıştı randevusuna, ah... O da Nazlıcan gibi, Bir daha olmayacaktı!.. Hey, Bedirhan.. katran gecelerin heyulası!.. Hey, Bedirhan.. kancık pusuların belâsı!. Sen de böyle bitecek adam mıydın, konuşsana, Hey, Bedirhan hey.. mezarı kartal yuvası!..
AĞIT: Mor dağların kaçağı, hey Bedirhan!. Mavi gözleri şahan, hey Bedirhan!. Zulamda bir suskun gece bıçağı, Beyaz gömleğimde kan, hey Bedirhan!.
Biz üç kişiydik.. üç intihar çiçeği.. Bedirhan, Nazlıcan, Ve ben: Suphi!...
Yusuf HAYALOĞLU