SİVEREKLİ ŞEHO
sokulsan rahmanların şeho dağ rüzgarı kokardı
öpsen kıl’dı şeho, koklasan dumanbilmezdi şalvarının renginin neden değiştiğini
ve kentte
duvar yazılarının neden eksildiğinisiverek ovasına akşam inerdi
şeho avluda tütün sarardı geceleri
sorsam birilerine:
“-şeho ne bilir” derdi...
oysa
o,
bildiği kadar
ve bildiği gibi yaşardı
ilkmayıs sabahlarının güzelliğini
bozkırı,
yağmuru
ve nal seslerinidaha
çınlar kulaklarımda bir buruk ezgi
öksüzlüğümdü kuşatılmış siverek geceleri
Yılmaz ODABAŞI