Sincap, Yalvaç Ural, Milliyet Yayınları, 1998
 

Kitabın arka kapağından:

Çocuğa yaklaşırken, çocuklaşmamak, çocuğa öykünmemek gerekir.
Bunun yerine çocukluğun düş evrenini; dünyaya, varlıklara
ve insan ilişkilerine bakışını yakalamak gerekir. Bizde daha
önce de birkaç kez vurguladığımız gibi çocuklar için yazılan
şiirsel ve düzyazısal ürünlerde buna tam ters düşen bir yol
izlenmiştir. Düzyazıda olsun, şiirde olsun kuru, çarpık,
şiirsel tattan, güzel duyusal dokudan yoksun bir dil kullanılmıştır.
Sözgelimi Yusuf Ziya Ortaç'ın şu dizeleri en güzel çocuk şiiri sayılmıştır:

Bir topum var lastikten
Lastik değil çelikten
Ne yırtılır, ne patlar
Vurdukça, zıplar, atlar.
Atlar, oynarım hop hop
Ne güzeldir lastik top!

Yalvaç Ural, bu çarpık şiir anlayışını yıkıyor. Çocukların düş evreniyle
beslenen, zenginleşen; dil ve duygu örüntüsü diri ürünler ortaya koyuyor. Çocuğun
kendisinden, yakın çevresinden, kafasına takılan sorulardan yola çıkıyor. Gerçeği
o yolla yakalamaya, anlatımını o yolla biçimlendirmeye çalışıyor. İncelikli
buluşlara yaslandırıyor şiirini. Sözgelimi şu dizelerle betimliyor balıkçılığı:


Balıkçı
Balıklar örümceklere çok
Ama çok kızıyorlar
Çünkü insanlar
Ağ ile balık tutmasını
Onlardan öğrendi diyorlar.

Yalvaç Ural'ın konu alanı bitkiler, hayvanlar, kuşlar, insanlar, çocuklar,
çocukluğun kendisi. Kimi kez de salt dille oynayıp, şiirini bu oyundan,
sözcükler arasındaki anlamsal bağıntılardan çıkarıyor. Örneğin "Bilgiler"
adlı şiirinde apaçık görüyoruz bunu:


Ay: Dede
Güneş :Baba
Toprak: Anadır

Ya insanlar
İnsanlar da
Onların
Biricik Çocukları

Diyebilirim ki en güzel çocuk şiirlerinin sergilendiği bir yapıttır Sincap.

Emin Özdemir