IŞIK

Deniz, toprak, gökyüzü, ateş, rüzgâr,
Üzerinde yaşadığımız kalıcı dünya.
Neredeyse bize yalvaran uzak yıldızlar,
Bazen gözlerimizi okşayan bir el gibi olurlar.

Işığın o gelişi, alnımda duran.
Nereden geliyorsun, nereden doğuyorsun,
	soluk alıp verdiğini duyduğum aşk dolu biçim,
Kendi müziğini içinde taşıyan bir göğüs gibi hissettiğim,
Meleksi harplerin fısıltısı gibi,
Neredeyse dünyaların gümbürtüsü gibi billurlaşmış şimdi?

Neden geliyorsun, parıldayan ışık demeti biçimindeki
	göksel pelerin,
Yaşayan, acı çeken, tüm canlılar gibi seven
	bir alnı okşayan?
Bir dağlama demiri olarak yakıcı bir ateşin anısına
	hemen benzeyen sen, nereden geliyorsun,
Seni anlayan bir başın yorgun varoluşunda
	yatıştırırken kendini?


Okşayışın senin inlemeden, gülümseyişin:
	çok yukarılardan inen dudakların gelişi gibi,
Senin gizinin fısıltısı, umutla bekleyen bir kulağa,
Yaralıyor ya da yalnızca bir çift parıldayan
	dudaktan çıkacak
Bir adın söylenişi gibi düş kurduruyor.

Şimdi yanıbaşımızda, senin varlığınla ya da
	yükselen sessizlikle yıkanan toprakta
Dönüp duran küçük, narin hayvanlara bakıyoruz,
Kendi varoluşuyla açığa çıkan, suskunlukla korunmuş,
Orada insan, onların çarpıp duran kanlarının sesinden
	başka bir şey duymaz.

Kendi derimize bakıyoruz, çünkü görünen bedenlerimizi
Görünür kılıyorsun, kimin gönderdiğini bilmediğim ışık,
Sanki birinin dudaklarından fısıldanan ışık, dişlerin
Ya da yalvaran bir öpücüğün biçimini alarak geliyor hâlâ,
Bizi seven bir derinin durgun sıcaklığıyla.

Söyle bana, söyle bana, kimdir o, kim çağırıyor beni,
	kim sesleniyor, kim bağırıyor,
Söyle bana, bu kadar uzaktan gelen bu yalvaran çağrı nedir,
Bu ağlama, sen yalnızca bir göz damlasıyken duyduğum,
Ah sen, göksel ışık, sarsıntı ya da arzu,
Ateşi hiç sönmeyen göğsün tutku dolu umudu,
Ağlayan bir göğüs, sanki ki geniş kol gibi
Topraktaki bir beli kucaklayabilen.

Ah, uzak dünyaların aşk dolu düzeni,
Acılarını asla söylemeyen âşıkların,
Var olan bütün bedenlerin ve ruhların,
Bize sessizlikleriyle ulaşan sonsuz göklerin!

Vicente  ALEIXANDRE

Çeviri: Tuğrul TANYOL