DOĞA YAZITLARI BELKİ DE YUVARLAĞIN KÖŞELERİ
	G Ü N       K U R D U
1
Gün kurdunu bilirsiniz evreni minik
bilirsiniz a canım yüreciği delik deşik

Sadakalarla hafifler aferinlerle büyür
varlığı eşittir saygı ve iyilik

Asalak yiyintisi alfabe kemirgeni alkışçı
siyasa teknesinde safra her zaferde yenik

Ben-tanrı kölesi şişinir ha şişinir
yasasız ölümlerde apış arasını düşünür

Kanaryası mendili akşamların saat beşi
yapışkan koltuğunda civan ömrü aşınır

Sinek konar gözlüğünün camına
barem içi ruhu tövbeler kuşanır

"Güzel yurdum" türküsünü kim bilmez?
Akar gözün yaşı ırmaklayın eksilmez

Gün kurdu ayrık mezarlık otu
mezarlık otuna kıtlık olmaz

Şükür akşamlara sabahlara günahlara
behey gün kurdu bu devran sana da kalmaz



	E S K İ     H A Y V A N L A R
2
Eski hayvanlar geçiyor aynıyle yeni
amiplik öfkemi yakıyorum
ışıyor yılgınlar kenti

Acıların oğulları  kızları ve kurşun
bir karınca ivedisi
bu ölüm şu ölümün önünde dursun

Dikbaşlı azgın doğa memeliler
suçun adı konmamış
bir timsah bir timsaha bakıp güler




	İ L K     D U V A R
3
İlk duvar örülende ordayım
korku-tanrı bebek orda
bulutlar geliyordu ben ölümleri saydım

Akılsız çobanların kavalını dinle
duyulmaz kanın sesi
bak kendi mezarını kazıyorsun elinle

Akarsu yatağını oyar ya değil
bir köstebek yani
sırıtkan ceset bir de şehvetli karanfil


	Ç I L G I N L I K
4
Çılgınlık bir kraldır hep sonsuz
bakışlarımızın zincirlerinde
ölmüşlerinde dirilerin
yenilmişlerinde kansız

Ölü ben/ler döngüsü değil mi bu?
Aşkın ten duvarı ohlarımız şükürlerimiz
kurtulmalık
Bulut mu? Denize sormalı onu

Topladım dağ başlarının ıssızlığını
yaşamayı beyaz yazdım
bir cenaze törenine kattım evet
ölü evlerin sessizliğini

	G Ö K Y Ü Z Ü N E
5
Gökyüzüne ağar gider acılar
dumanı yüreklerimizin
uzun umutlar ucunda köklerimizin al gülü
tan alacasında bir yavru güvercin uçar

Bozkır  ikindileri mor başlı dikenlerin
kurt seslerini yalar çoban ateşleri
bir su akmaz bir çalı gövermez
aldanmışlığı yorgun inancı ellerin

Kambur söğüt kambur durur yerinde
dereboyu düzlenir
aylanır yıldızlanır söğüdün yaprağı
bir ışık balkır yoksulluk türkülerinde


	B Ö L D Ü M
6
Böldüm ortasından
acılar yumağı
vurdum ikiyi bire
ihanetler çağı
şimdisinde suların
büyür gökleri
kara demiri susmaların
gözlerde bukağı

Martı günüydü ya bir deniz martında
ilk kez vardılar maviye korkulu
umut mu bulut mu neyse
yoklayınca gördüler bir ve bu
sen ki çakıltaşısın dediler
yoklukla yaşıt
krallıklarını yosunlar taşısın dediler
şimdinin gecesinde gelecek gündüzün

Kimi odalarda günlerde
sancılı körpe düşler
doğar kimileri yarına
yarasanın gölgesini görmüşler
taşların apansızında
atmacalar dirimi
ak kâğıdın beyazında
ağlamışlar gülmüşler

Suat TAŞER