AŞK HERŞEYDİR
Eteğini küllere bulamış bir ejderhanın sürekli yüzü duruyor sokaklarda Bu yüz binbir gece masallarının sonundaki gün kadar esrarlı Ve bi’o kadar da çağ dışı -çağdışı bir masal oluyor zamanla- Yontuyorum düşgücümü, çok değerli metalin üzerinde sürgünler yaşıyor spatulam Damarı bulmanın sevinci ile esriyorum güneşin altında Nehirleri taşırıyor kösnümem:şehvetimin nesneleşmesi. Buna aşk dahil değil elbet, aşk yankıları ile peydahlanıyor Külleri ile sürekleniyor sokaklarda Esrarı kendinden mürekkep, mürekkebi baldıran, kadehi ilkel ve eskil Tarih-dışı cinayetleri, müsveddeleri, kullanımı olmayan daktilo şeritlerini İç yüzünde bir kalaycı gibi parlatan aşk, elbet dahil değil tüm bu kadınadalarına. Eteğini küllere bulamış bir ejderhanın sürekli yüzü duruyor sokaklarda O sokaklarda etekleri sıyrılmış kadınlar, fahişeler yüz görümlüğü arıyor Simya bir mumun alevinde pervanesini arıyor çıkmazlarda: sokak nefes alıyor Ben eşzamanlı kahroluşlar yaşıyorum, tüm çağlarda Sokak adına düşüyorum, öpüyorum asfaltı, kaldırımları, çöpleri… Sürekli yüzün önünde otobüs şoförleri, uç kağıtçı körler, dilsizler, ince saten hayaller, kahramanlar, çıplak baldırlar, bebekler, azgın duruşlar, müşteriler: şeyler’i kentimizin. Bu yüz binbir gece masallarının sonundaki gün kadar esrarlı Ve bi’o kadar da çağ dışı -çağdışı bir masal oluyor zamanla- Geceden çıkıldığında, kimyasını bilmediğimiz o kurtlar düşer ya yüzümüze Şehir şebekesinden emekli yüz mumluk zenci ampüllerimizi yakar güneş İçimizde bir mum söner, aynaya bakar, diş fırçalar, kahvaltı yapar ve karılarımızı öperiz Oysa bütün gece sokakta yatmışız gibi kokar ağzımız, -sokakta yatmışsızdır bir orospu kıvamında orospular bi’kez evlerinde yatmışlar, arabuluclar mevlit okutmuşlar kıyamet’in alametleri bi’gecelik susmuş, israfil’in suruna çomak tıkamışızdır- Düşgücünün tüm dişleri çürümüş, evleri yağmalanmıştır Ben Yontuyorum düşgücümü, çok değerli metalin üzerinde sürgünler yaşıyor spatulam Sizler iç geçiriyorsunuz, sokaklardaki ejderha yüzlerine bakarak Bir yıldız kayıyor Buna aşk dahil değil elbet, aşk yankıları ile peydahlanıyor Külleri ile sürekleniyor sokaklarda Esrarı kendinden mürekkep, mürekkebi baldıran, kadehi ilkel ve eskil Tarih-dışı cinayetleri, müsveddeleri, kullanımı olmayan daktilo şeritlerini İç yüzünde bir kalaycı gibi parlatan aşk, elbet dahil değil tüm bu hüzünadalarına. Bu ada binbir gece masallarının sonundaki gün kadar esrarlı Ve bi’o kadar da çağ dışı -çağdışı bir masal oluyor zamanla- Yontuyorum düşgücümü, tenimin üzerinde sürgünler yaşıyor spatulam Damarı bulmanın sevinci ile esriyorum güneşin altında Nehirleri taşırıyor kösnümem:şehvetimin nesneleşmesi. Esrarı kendinden mürekkep, mürekkebi baldıran, kadehi ilkel ve eskil Tarih-dışı cinayetleri, müsveddeleri, kullanımı olmayan daktilo şeritlerini İç yüzünde bir kalaycı gibi parlatan aşk, elbet dahil değil tüm bu hüzünadalarına. Çünkü aşk herşeydir..
Serkan IŞIN