ALMANYA'DA ÇÖPÇÜLERİMİZ
Nasıl geçtin de boz bulanık sellerden?
Haberim mi aldın esen yellerden?
Yadigar mı da geldin bizim ellerden?
Gül-ü reyhan gibi koktun birader
Gül-ü reyhan misali koktun birader
Gün ışır ışımaz, alın yazımız parlar,
Ne alın yazısı, el yazısı be!
Sökemeyiz ki biz, ilkokul aydınlığı bile gösterilmeyenler
Biz, pis yöneticilerin mutsuz kişileri,
Süpürürüz yaban ellerin sokaklarını; pis el, pis yürek!
Sığmazken atalarımız güne,yarına,
Düşmüşüm ben, düşmüşüm ben el kapılarına
Daha üçyüz yıl önce, omuzlarımızda gök yarısı bayraklar
Eğilirdi bu ülkenin burçları uygarlığımıza,
Şimdi ta Bünyan'daki üç çocuk, ağızları açlıkla büyümüş
Şimdi ta Ereğli'deki dört çocuk, gözleri açlıkla iri iri
Alır karanlıklar ardından göderdiğim kara lokmasını
Sığmazken atalarımız güne,yarına,
Düşmüşüm vay, düşmüşüm ben el kapılarına
Ne duruyoruz be kardeş, aylık bin yeşil mark
Varalım dağılalım kartal Anadolu'dan yeryüzüne
Beyler altın uykularından uyanmak üzere, haydi
yollarını temizliyelim
Al güneşten bile utanmadan; pis el, pis yürek
Sığmazken atalarımız güne, yarına,
Düşmüşüm vay, düşmüşüm ben el kapılarına
Söz:Fazıl Hüsnü Dağlarca
Ezgi: RUHİ SU