EL KAPILARI
Gerek geçmişte, gerek şimdiki zamanda çeşitli açılardan toplumumuzu etkileyen büyük olayların halk türkülerine, aydın kişinin rahatına ve düşüncesine nasıl yansıdığını böyle bir plakta toplamayı düşündüm. Doğaldır ki derlemek, toparlamak, birbirini tamamlayan bir düzen içinde vermek kolay olmuyor. Bu olayların bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu döneminde geçiyor. Yemen adıyla simgelenen ve yurdu dullarla, ağıtlarla dolduran bitmez tükenmez askerlikler dönemi. O zaman koşulları içinde aydın kesimine yansımamış, yanlız türkülere geçmiş, türkülerle bugüne gelebilmiş. Bir kısmı Cumhuriyet döneminde, şimdiki zamanda geçiyor. Almanya adıyla simgelenen ve yurt dışına giden işçilerin yaşamıyla ilgili dönem Askerlik değil, savaş değil; çalışmaya gidiyorlar, ama gidenler yine yurtlarını, yuvalarını bırakıp gidiyor. Halk yine mutsuz. Türküler yine acılı ve yakınmalı. Aydın kesiminin bütün sanatlarına ve bilimsel araştırmalara konu oluyor.
Kuşkusuz belli bir açıdan bakıyorum bunlara. Hangi açıdan bakarsan bak, sonuç aynı ya, ben yine de belli bir açıdan bakıyorum. Çağımızın düşüncesi ve halkın yaşamı açısından. Halkın yaşamı düzenlerin dışında kalan bir şey değil. Böyle bir düzen, şimdiye kadar ya savaş getirmiş, ya da savaştan geri kalmayan başka sorunlar. Öyleyse çözüm ne? Çözüm olarak da Nâzım Hikmet'in bir şiirinde söylediklerini söylüyorum.
Nâzım Hikmet'in şiirlerini benden önce, benden daha yetenekli müzikçiler getirseydi dinleyiciye, bugün elimizde daha iyi örnekler bulunabilirdi. Böyle bir boşluğu doldurmak benim gücümü aşsa da, denemeye değdi doğrusu.
Aydın bir ozanın şiirini bestelemek kolay bir iş değil. Şiir, müziğin öğeleri içinde olumsuz anlamlar kazanıp gücünü yitirebilir. Gürültüye gelebilir, hatta gülünç olabilir. Sözgelişi, '' Hava kurşun gibi ağır'' dizesiyle başlayan bir şiir, ''Darıldın mı cicim bana, hiç bakmıyorsun bu yana'' kantosundaki müzikle ya da buna benzer başka bir müzikle söyleyemeyiz. Müzikle söz arasındaki zıtlıklardan yararlanmak bu değildir.
Müzik, sözdeki duygusallığı abartır, ortaya çıkarır. Bu nedenle de yanlış bir yorum abartılmış olacağından, kolayca anlaşılır. Şiirin kuruluşundaki denge bozulur. Müzik, şiirdeki bu dengeyi bozmadan geliştiriyor, etkisini arttırıyorsa işe yarar. Ben bunlardan korktuğum için, şiirin dizelerine uygun müziği bulamadığımız zaman, şiiri müziksiz okumayı yeğ tutuyorum. Besteci değilim, ama bunları düşünmekte yarar görüyorum.