GÜNEŞ TAŞI'NDAN
... sözsüz konuşan sessizlik, bir şeyler söylüyor mu? duyuluyor mu bir çığlık? yeni bir şey olmuyor mu zaman geçtikçe? -olmuyor bir şey, yalnızca güneş göz kırpıyor, bir devinim sayılmaz bu, geri vermiyorlar bize hiçbir şeyi, zaman dönemez geri, sonsuza dek cansızdır ölüler ve ölemezler bir başka türlü, dokunmak yasaktır onlara, donmuş bir halde, kendi ıssızlıklarında, gömütlerinden gözlerler bizi, umarsızdırlar, bizi de fazla izlemezler, şimdi yaşamlarının bir yontusudur ölüm, sonsuza dek hiç olmuş bir varlık, bir hiçtir her dakika da, yüreğinin atışını kollar bir hayalet kral ve son bakışın, biraz değişse de belirir bir maskta: yaşamımızı simgeleyen bu anıt, deneyimsiz ve yabancı gibi duruyor, çok az benziyor bize, -ne zaman gerçekten bizim oldu yaşam? ne zaman kendimiz gibi olduk? kötü tanınıyoruz, bir baş dönmesi ve boşluktan başka bir şey değiliz, bir çiziğiz aynada, dehşet ve kusmuk tanımlar bizi, hiçbir zaman bizim olmadı yaşam, hep başkalarının oldu, hiç kimsenin değildir yaşam, yaşam bizimdir- ötekiler hep yediler güneşin ekmeğini, ... ... biziz ötekiler- ben kendimden başka biriyim, davranışlarım bana daha çok benziyor, başkaları gibi davranırken, kendim olmak için başka biri olmalıyım, bırak kendini, başkalarında ara kimliğini, başkaları da yok eğer ben yoksam, başkalarıdır veren bana varlığımı, ben kendim değilim, ben diye bir şey yok, hep biz varız, yaşam başka biridir, senin ve benim ötemde, hep ufukta, bizi öldürür ve yabancılaştırır yaşam, yüzümüzü ortaya çıkarır sonra da, onu eskitir, varlık için açlık çekeriz, ah ölüm, ekmeğimiz, Mary, Persephone, Heloise, gerçek yüzümü görmem için gösterin bana yüzünüzü, öteki yüzünüzü de, sonsuza dek hepimizin olacak yüzüm, yüzü olacak ağacın ve ekmeği yapanın, şöförün, bulutun, denizcinin, güneşin ve buharın yüzü olacak, Peter'i ve Paul'ü imleyecek, bu yalnızlar takımını da, uyandırın beni, çoktan doğdum ben: yaşam ve ölüm bir anlaşma yaptı içinizde, gecenin hanımı, berraklığın kulesi, şafağın kraliçesi, ayın bakiresi, denizin annesi, dünyanın gövdesi, ölümün evi hep usumda, hep yuvarlanıyorum doğduğumdan beri, ...Octavio PAZ
Çeviri: Nice DAMAR