TAHLİYE OLAN

I

kara sürülmesin diye anamızın ak sütüne
başımızın gölgesini bile düşürmedik önümüze
koşarak gelirdi seksek çizgisinden çocukların sesi
acının aynasında yansırdı yurdumun o can sureti

II

apansız kar fırtınası tozardı uykularımız
duyardık basılmış yuvaları dağkırlangıçlarının
sesimiz sesimizi kucaklayarak aşardı duvarı
            kar aklığını kan yakmasın
            açın kanatlarınızı kırlangıçlarım
            mavi dağ dumanını
            sarın kanatlarınıza kırlangıçlarım
            umut umut dağlarımızda
            kanatlanın kırlangıçlarım

III

çatımızın üzerinde gökyüzü diye bir şey vardı
boş bir tabut gibi yatardı havalandırmada bizsiz
bir zaman çıplaklığımızı ısıtan giysilerimiz
ve görüşçülerimiz vardı yüzleri yasaktı
o yasaktı bu yasaktı şu yasak
yasaklar arasından bir güzelim yasak
kırıp atardı yasakları elimizden yuvarlasak

mektupsuz kitapsız uykusuz kaldık
kadınsız topraksız ağaçsız kaldık
yıl yıl mapus mapus kaldık aç açık
taştık.. dayandık.. kimseler duymadı
gelip de çatmasa kaşını ayrılık
dostlar gene birlikte dayanırdık

IV

ne yaşlı bir kavak gibi son deminde üşüyen babamı
    ne yaprak yaprak düşleri savrulan anamı
ne bin yıllık kavgamızın bağbozumunu
    ne bir akşam vakti yanan denizin ufkunu
ne beyninin yüreğinin ve gövdesinin
    bütün kapılarını araladığım üç aylık karımı
ne de karımın karnında yatan yarı canımı
bırakıp da düşmek içeri dostlar
koymadı
    sizi parmaklığa asıp gitmek kadar

                                                    Ocak-Şubat