düşe kalka çocuklar
                            dizlerini kanata kanata
                            güle coşa çocuklar
                            yumruklarını sıka sıka
                            sola dirile umut
                            döne döne çığlık
                            dura sıkışa barut
                            bağıra çığıra çocuklar
                            vurula kırıla çocuklar
                            itile kakıla çocuklar
                            öfke içinde hasret içinde
                            sabır içinde ağrı içinde
                            ağrı umut içinde
                            ölümlerin ve hapisanelerin rağmına
                            çiçek gibi
                            büyüyor çocuklar..
                            bizim çocuklarımız

            Seven'e
 

ÇİÇEK GİBİ

1

seven
güzelim çocuk
karşımda duruyor fotoğrafın
güneş gibi asmışım ranzama seni
        gözlerimi gözbebeklerinde unutup
o kadar yakın ve o kadar ürkeksin ki
uçacak elimin sana uzanan rüzgârında
        sarı saçların tokasından kurtulup
kolumu kanadımı kırıyor fakat
yüzünün ortalık yerinde buruşan keder
tam da gülecekken
sımsıkı kapanıp yapışıyor
kiraz ağacının bütün kirazı dudakların
gözlerinin yemyeşil uğultusu
ve pembe buğusu yanaklarının
        susup kalıyor apansız

hem ne dersin
ben sana aşık oldum küçük kız
hem de içerdeki adama durup dururken
aşık olan bir dolu şaşkın varken
hem de bunu yasaklamışken kendime
duvarla demir arasında
voltada ranzada
aykaranlıklarında
yapayalnız
çarparken yüreğim
deli deli

seni sevmenin sakıncası yok fakat
seni sevmek yarını sevmek gibi birşey
o güne dek bırak oyalansın bu yürek
hem nasılsa sevmeyi öğrenmen için
bir on yıl daha büyümen gerek

2

baban hapiste seven
ranzası ranzama bakıyor
             öfkesi öfkeme
seni anneni ve ülkemizi düşünüyor
kükrüyor yaralı bir aslan gibi
seni anneni ve ülkemizi düşünürken

baban çıkacak hapisten
uçacaksın gümüş bir kuş gibi
kanatları kurşundan kurtulmuş gibi
ne güzel şey seven
baban çıkınca hapisten
uçacaksın gümüş bir kuş gibi
kanatları kurşundan kurtulmuş gibi

3

belki herkesin babası çıkamayacak hapisten
ve belki onlar uçamayacak gümüş bir kuş gibi sevinçten
bir zaman daha belki
yaylım ateşlere düşecek
en çocukça düşlerinin yolu
belki bir zaman daha
gözlerini ısıra ısıra
ıpıslak bir bulut gibi
yürüyecekler duvarlar boyu
ve fakat
şundan emin ol ki güzelim çocuk
kollarının ucunda sıkışan
dehşetli masum o iki yumruk
alâmetidir
kopacak
kıyametin

Nevzat ÇELİK