Bir büyük zincir düşünün nerdeyse boşanacak, düşünün hazırladığı gürültüyü bütün sesleri bastırarak, öylesine gergin işte tersaneye yaklaşırken Haliç üstündeki gökyüzü. İşte öylesine aydınlık bilenmiş gelmiş elleri ilk tersane grevlerinden işçilerin, bir gemi için değil bir türkü için bir ağızdan söylemek için bir türküyü omuz omuza salladıkları balyoz vurdukları perçin kızağa koydukları omurga. Kaynak yapıyorlar ellerindeki aydınlıkla, ödenmemiş emeğin öfkesi parlıyor oksijen alevinde, parlıyor yüzlere tutulan maskelerde yepyeni bir şafağın haberi, öylesine duyarlı işte ayrılırken tersaneden Haliç üstündeki gökyüzü.
Kemal ÖZER