OLANLAR OLDU
Adını yazmıştım camın buğusuna
sonra;
yanına benimkini
Sense, elinden geleni yaptın
çocuksuluk gösterebilmek için
Gözlerini kırpışınla
açıklamıştın gizlerini
sözler verirken birbirimize!..
Yaz gelince, ne kar kaldı
ne buğu, ne de adımız kaldı
yaz tutulmuşluğu kısa sürecek yerde
haftalarca sürdü
terli, yapış yapış öğleden sonraları;
yine de gölgeler ısınamadı
yıldızlı geceyi çabuk unuttu toprak
Sense verdiğin bağlılık sözünü!..
Sonra, "son"bahar geldi
huş ağaçlarının(*) altında
yaprakları süpürdüm oturmadan
Ceketimin içine sakladım, utangaçlığımızı,
sadeliği ile
kuru balıkların üzerine düşmüş "söz"lerimizi
sakladım
bütün hikayeleri ile...
Şimdi karanlığa yakalandık
yatağım soğudu, ay doğmaz oldu
yüzüm soldu, toprak dondu
Olanlar oldu...
* Huş ağacı: Kuzey ülkelerinde sıkça
rastlanan, çınara benzer bir ağaç.