PÜSKÜRTME

Herşey yerli yerindeydi, masalar, sandalyeler
            tabldot tepsileri, tabaklarda yemekler
Tütüyordu hâlâ. Kabukları soyulmuş bir portakal
Duruyordu orda, üstünde bir kızın parmaklarının sıcaklığı
            yanında yarım bardak su
            havada gülüşmeler, çatal bıçak sesleri...

Herşey yerli yerindeydi, ve kuşkusuz onlar da
Toplamışlardı işlerine gelenleri ve gelmeyenleri,
            afişleri, pankartları, duvar gastelerini
            kırık camları, kurşun kovanlarını, sopaları
            kanlı bir ayakkabı tekini
            gözleri yuvalarından fırlayan gasteciyi.

Herşey yerli yerindeydi, öğrenciler yemekhaneye
                                                              döndüklerinde.




Ali CENGİZKAN