BU ZİNDAN, BU KIRGIN, BU CAN PAZARI  

   Gördüler
   Yedi cihan,
   İn, cin Kaf dağının ardındakiler,
   Kıtlık da kıran da olsa
   Gördüler analar neler doğurur
   Aman aman hey...

   Dünyalar vardır elvan,
   Bir su damlasında, bir kıl ucunda,
   Meyvalar vardır, meyvalar,
   Ağacı, omcası yok,
   Sana vurgun, sana dost.
   Beride Kabil'in murdar baltası
   Ve kan değirmenleri,
   Kader kahpesi.
   Beride borazancıları o puşt ölümün,
   Hazır ırzını vermeğe
   Yiğitler vuruldukça.
   Timsah kısmı çünkü yavrusunu yer
   Akarsu duruldukça.
   Cadı, yalan hamurunu dağ - dağ yoğurur
   Aman aman hey

   Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı,
   Macera değil.
   Yaşamak, sade "yaşamak"
   Yosun, solucan harcıdır.
   Öyle açar ki murat.
   Susuz, güneşsiz de kalsa, koparılsa da
   Şavkı, bulut güllerinden daha bir suna,
   Daha bir burcu - burcudur.

   Bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı
   Macera değil
   Sardığım toprağımın altın sabrıdır.
   O sert, erkek hüznüdür lahza başında
   Cıgara değil.
   Ve sevgilim uykusunda bağrır
   Aman aman hey...

   Meltemin bir tadı, ustura ağzı
   Biri, kız memesi, tılsım,
   Yağmurun bir damlası süzülmüş küfür,
   Bir damlası, aşk.
   Senin uykuların hayın,
   Düşlerin kardeş.
   Duyar mısın, anlayıp sızlar mısın ki?
   Gece, samanyollarında rüzgar çıkıncayadek,        
   Mısralarım kardeş - kardeş çağırır
   Aman Aman hey...

   Serabın bir sonu vardır,
   Ufkun, sıradağın sonu.
   Uçarın, kaçarın bir sonu vardır
   Senin sonun yok.
   Mandaların, kavakların pazarı olur,
   Senin pazarın olamaz.
   Sensiz nar çatlamaz, bebek gııı demez.
   Beni böyle şair, dizane etmez,
   Kızımın çatal göğsü.
   Senin yüzün suyu hürmetinedir
   Buğdalara, cevizlere yürüyen
   Kara toprağın ak südü...

   Bir bilsen kimlere tasa, kedersin,
   Anlar mısın, şaşırıp ağlar mısın ki?
   Bir bilsen kardeşlerim ne can çocuklar
   Ve bilsen nasıl vurur beni bu duvar.
   Akşam - akşam, kara sevdam ağırır
   Aman, aman hey...

                           Ahmed ARİF