Ellerine bulaşan kiri
Çamurlu suyla yıkayıp
Geçmiş zaman yenilerini cilalamaya kalkarsa
Ayrıntılarına kadar eskiyiverir aşk
 
. . . VE SİS

Gölgesinde çınarları dinlendirdiğim kadının
Gülüşü rütbeli ve tenekedenmiş meğer
Evvel gökkuşağı ve masum sanırdım
                     Neden


Unutkanlık ile hiçlikteki çalım
Alaysayan yoksamanın sesindeki tehdit ile
           koyu nefret
Gözlerime saplanan buz saplı bıçak mıydı


Ey esrikliğimi üşüten naftalinli dokunuşlar
Kötürüm kalıp yargılar
Ve imgelerimi yoksamak için örülen nevrotik duvar
Senin hesapsız tutkunun ben miydim
Aşka dair huzurlu şiirler yazan
Çulsuz ve sikloid şairin miydim


Tıpkıbasım morluklar tenimde usturalarını bilerken
- Ağzı sıkı gecenin ardındaki
Gizi saklayan bordo tül söylesin - 
Bir serçenin ağzını öperek
Kısrak sözcüklerin başharflerinde
Sabahlara kadar susan ben miydim

Yeşilden ötesini yoksayan
Ömrüne tek sesli sis çeken miydim


Ölümün menzilinde dinlediğim buhur kokulu gün
Uçuruma savurduğum ceylan sekişli tedirginliğim
. . . AŞK!                     diyen
YANILAN                      . . . VE
Şakağıma dayalı soruların tetiğini epriten
İşaret parmağımdaki kırmızı ünlemdim


Meğer gelincik tarlasını darmadağın eden
Fırtına sonrasıymış sevdiğim
Simsiyah saçteli inceliğinde kördüğümler çözen
Kendini aramayanların kavuşacağı yer SİS'tir
Diye yazan benim ama


Yoksa yine buzun üstünde miyim?..




C. Hakkı ZARİÇ