TURAN


                    -Sadık Kemal Tural kardeşimize-

Ben Altay dağlarından koparak geldim 
Yüreğimde Türkistan'dan binbir nakış var 
Çok şükür aslım da neslim de belli 
Türküm müslümanım o dağlar kadar. 

Dokuz tuğ taşıdım ben, dokuz davula vurdum 
Dokuz evliya gücüyle yürüdüm geldim 
Büyüdü benimle mübârek yurdum 
Ebed-müddet bu devleti ben kurdum. 

Nevruz toylarımızda ateşler tutuşturdum 
Orhun'dan, Seyhun'dan, Ceyhun'dan geçtim 
Yol gösterdi kükreyerek bana Bozkurt'um 
Atımla hep yan yana gözelerden su içtim 
Baykal'da da çimdim ben, Hazar Denizi'nde de 
Toprağıma bağdaş kurup oturdum. 

Ben ki Alper Tunga'ya gönül verenlerdenim 
Yurt uğruna dolu dizgin göğüs gerenlerdenim 
Sonra durgun sulara Bismillâhlarla 
Kilim seccadesini serenlerdenim 
Yani hem Alplerdenim, hem Alperenlerdenim. 

Ben Türkmen'im, Özbek'im, Kazak'ım, Kırgız'ım ben 
Azerbaycan Türkleriyle aynı kandanım 
Kıpçakları, Uygurları aşkla duyanlardanım 
Ben ki Tatarlardan, Gagavuzlardan 
Çuvaşlardan, Bozkurtlardan, Oğuzlardanım. 

Kalem de tuttum çok şükür, kılıç da, gül de 
Güvercin bakışlı sıcak türküler de söyledim 
Anlayan anladı kim olduğumu 
Aman dileyeni sevdim, öfkemi yendim 
Övdü büyük peygamber İstanbul Başbuğumu 
Kur'an'la da müjdelendim. 

Sevsem gözbebeğim olur ne varsa 
Öfkelensem öfkem dağları ezer 
Dilim bazan sularım çağlamasına 
Bazan da bülbüllerin şakımasına benzer. 

İşte bilge Tonyukuk, Kültikin, Bilge Kağan 
Hepsi birbirinden daha mübârek 
Süzme asaletimin nurdan kefili 
İşte Dede Korkut, kaftanı ipek 
Soyumun-sopumun bin yıllık dili. 

Ve Yusuf Has Hacib, Mahdum Kulu, Fuzuli 
Hepsi de peygamber soyunca asil 
Sonra Kaşgarlı Mahmut; gönlüme düşen cemre 
Ali Şir Nevaî, Gaspıralı İsmail 
Şiiri bir bakraç süt gibi Yunus Emre. 

Cengiz Aytmatov ki, Cengiz Dağcı ki 
Ayın ondördünden sağılan huzur 
Sabir Rüstemhanlı... ruh kadar eski 
Ve daha binlerce nur üstüne nur. 

Servetim Buhari'nin, Yusuf Hamedanî'nin 
Ahmet Yesevî'nin nur servetinden 
Güzelliğim, merhametim, şefkatim 
Hep Şah-ı Nakşibent hazretlerinden. 

Hunlardan, Göktürklerden alıp getirdim 
İpek ipliğimi altın tığımı 
Mintanıma minyatürler işledim durdum 
Selçuklu çinisine gönül mührümü vurdum. 
Osmanlı ebrusuyla süsledim yastığımı 
Mustafa Kemâllerle yeni baştan doğruldum
Kim demiş 75 yaşıma bastığımı.






Yavuz Bülent BÂKİLER