BAŞLAYINCA RÜZGÂR
"Kadınlar mı?
Onların ısırığıyla ölebilirsiniz,
ama hayatınızı onlar hakkında
kötü konuşarak kirletmeyiniz."

Jose Marti

başlayınca rüzgâr
başlayınca
gökyüzü
o kılçıksız deniz
anlayacaksın
içinde özgürlük
içinde sevinç
içinde aşk akan cinnetin
kabarışını
taşmasını
bunlar ne ki
gamzelerinde füsun var senin
ellerinde sihir ve ışık

soyum
sana yaklaştıkça zenginleştim
mavileştim
arkana bakma
cehennemde bir yüreğim
kuzgun konuşmaya başladı

çekil kendi önünden
buyurdun: mum gibi erimeye başladı yol
söyle herkese
sonsuz bir aşkın malzemesinde:
kor bir hasret bol tanrılı
yağmurlarla yıkanmış akşam üzerleri
kucağına doğduğun ay
gökyüzü söylemiştir bunları
daha fazlasını
kanı, patikaları, şarabı
çekil kendi önünden

soyun
soyunabildiğin kadar tenden
atarak şehir girişlerini ve alçaklıkları
soyun
beklemelerden
-bütün bekleme salonları dinamitlenmeli
dudaklardan seni öpmesini istediğin
dünyadan
ölümden
hakikati isteyerek

gece, bir kısrak, kurşuni

alnına bir nehir
içimde kuzgun
dudaklarımda öfke
ellerimde poyraz

bir vazgeçiş bu
ölüm
kabulümdür

aşk, bıçağın ışıltılı yüzü
çıkıp zaman ve mekândan
ama hakikaten çıkıp iskelet ve tenden
bankalardan ve vitrinlerden çok uzakta
kıyısında cehennemin

gelip öp beni kasıklarımdan
yükselerek sis ve gürültüden
tanrının peşinde
aşkın
göster bana ejderimi

misketler çıksın ortaya
periler ve cinler çıksın
sen

soyun

dinsin
ağrıyan yeri kâinatın

hülya atmaca
hülya güvercin
hülya su

sen ötelerde yüzüyorsun
Lamartin'in gölünde
istesen de ağlayamazsın

yağmurun gözleriyle baktım sana ahh
tanrının gözleriyle
aşkın

soyun
ve
bırak

sen maria'sın bilmiyorsun bunu.






ULUER AYDOĞDU