DR. REŞİD BEY'İN VASİYETNAMESİ



Pek sevgili refikam ve çocuklarım,
Beşiktaş'ta bostanlar arasında bir evde,
anlaşılan artık yolun sonundayım.
Dışarıda köpekler havlıyordu az önce.
Gece nasıl da birden çöküverdi üzerimize!

Gariptir, kaç akşamdır şu mum ışığında
kulağım tetikte oturup düşündüğümde,
ne Diyarbakır Valiliğim geliyor aklıma,
ne de esaret günlerim Bekirağa Bölüğü'nde,
çok daha eski günlere gidiyor aklım habire:

Haydarpaşa Hastanesi'nde Tabib Yüzbaşıyım,
yedibuçuk kuruş harcırah alıyorum saatte,
Profesör Düring'le Kastamonu cıvarındayım,
frengiye karşı nasıl kıyasıya bir mücadele.
Derdest edilmiştik sonra İstanbul'a dönüşte.

Zülüflü İsmail Paşa'ya ihbar edilmişiz,
birisi ağzından kaçırmış içki sofrasında.
Taşkışla'da Divan-ı Harb'e girişimiz,
Şeref gemisi Trablusgarp yolunda,
Hep aynı marş bar bar ağzımızda:

"Bir belâdan bin belâyı icadeden hain yezid."
Zindan yolunda değil, sanki mehtap âlemindeyiz!
Her neyse, mühim değil artık Abdülhamid.
Şimdi içimdeki tek sıkıntı sizin haliniz.
Biliyorum ben öleceğim, ama ya siz.

Şüphesiz er veya geç bulacaklar burada beni,
teslim olmayacağım ama, yanımda revolverim.
Mazlume'm biliyorum beni affedeceğini.
Şahsın da mazlum imiş ismin gibi, sevgilim.
Sana bıraktıklarım salt aşk ve muhabbetim.

Çocuklara hissettirmemeye çalış öksüzlüklerini,
senden de son bir kez, yine, özür dilerim.
Milletim için yıllarca ihmal ettiysem de sizleri,
kalan günlerimi size hasretmek ümidindeydim.
Ne çare, olmadı işte. Elveda sevdiklerim.






Roni MARGULIES