-ağlara takılı bir yüreğin "pes!" hâline dair hikâyat-

can abdurrahman'a
ve
yaşmağa...
 

 

bırakılmış bir gölün
dalgınlığında yüzüyor yüzün
ve
bir çöl gülü misali
imge imge çekiyoruz bu yüreği ağlardan

I.

"hiçbir şey sağlam değil bu şehirde" diyor kadın
"ne ev, ne arkadaş, ne sevgili"
"hiçbir şey yok bu şehirde bana doğal olan, bana doğan!"

adam,
"sol anahtarının ilk notasıyla başlayamadığından, yapay" diyor

kadın, başı avuçlarının koynunda
sol anahtarını düşünüyor

ve kuşlar sol anahtarında düşünerek gölgelerini
akıyorlar, başının üstünden

"do, paspasın altında" diye fısıldıyor adam.

kadın "do"yu düşünüyor
    başı avuçlarının oyununda
        -kadın doğru düşünüyor-

alıyor paspasın altında paslanmış,
      pes'leşmiş "do"yu
doooruluyor

"do" diyor kadın
bir ince, bir kalın
 kapı, bir satırlık müzikle doğruluyor

ve kuşlar sol anahtarında bekleyerek gölgelerini
bakıyorlar kaçkere, kapının üstünden

kitliyor kapıyı kadın ardından
soyunuyor anahtarın rotasını
 daha ilk notasından:

"ben hiç küsmeyen biriyim,
açıklamasız gitmeyen bir de..."

bir an'ı anlıyor adam.

"bir an" damlıyor:

dans başlıyor.

II.

adam bahsediyor,
saati zamana durmuş
 saat kadına erken
 adam zamana geç

(y)amaçsız rüzGAR'larda
 yatıp kalktığından
  gidip geldiğinden
   UUUU'ldayıp durduuuundan bahsediyor adam
yüzükçü dükkânlarında unuttuğu dileklerden
aysberglerinin suyun dibindeki sıcak parçalarından
dışındaki yarım resminin, içindeki yarım sesi nasıl tamamladığından
tıp tıp çarpan posta kutularından bahsediyor
postacıya hep beş kalan saatlerden bir de...

  -ayağına basıyor kadının farketmeden, adam-

kadın,
dalmalara dinleniyor
kâh kahverengi
kâh "ve" rengi oluyor

 "ulan!" diyor kadın adama
 "ulan!"

  ulanıyor adam

  -kadın, utanıveriyor ayağının acısını-

kumral bir gece serpiliyor
    etten, kemikten ve cünüpten tenlere
rüyalar göle duruyor abdestsiz

binbir günaha kumral, gece

"biz meyk kreyzi" diyor cennet papağanı, yılana
 rüyalar satene duruyor
 saten elmaya
  etkem ve etken!
   "unutmak bir uyku hâli" diyor rüya, kâbusa
  etken ve etkem!
   "hayir uyku hâli bir unutmaktır asıl" diye sayıklıyor kâbus

hafıza çekimsizleşiyor
bir kedinin dört ayağı üzerine
      çelimsizleşiyor

istihareye yatıyor kâbus
ve geceye rüya

gece, göle dalıyor
 göl geceliyor

  gölgeceliyor kadının yüzüne
   yüreğini adam,
    bir dilden bir döle
 

gece gölü döllüyor.
 

Reha YÜNLÜEL