GERÇEKÜSTÜ(NE)  ÇEŞİTLEMELER

iki kapım var kilitli biri
fakat açılıyor itince
yüksek ışıklı odalara açılıyor
derin koridorlara
bir ruh gibi geziniyorum içerde
hırsız telaşıyla kaçak sessizliğiyle

eşyalar yerinde yek-ahenkle
perdeler güneşin izinde
sehpalar en köşede
ve vurdu mu karanlık
ayın inceliğine
bir sevgili gibi süzülüyor adımlarım
bu köşk hayali evin içinde

kadını evin çalıntı, sanki biblo duruşlu
görüyorum inceliğiyle sahici resmiyle
yalnız ben duyuyorum içinden geçiyorum
dudaklarından sesine gözlerinden tenine

bir senfoni gibi uzaklardan yansıyor yüzüme
kalabalık anılarmış hayat denilen
soyuyorum duvarları bütün inceliğiyle
ben geldiğim zaman bir dil başlıyor anadan doğma
içimdeki öksüz hüzün sıkılıyor sıkılabildiğince
bu kapılar yüzlerce telaşın ve arsızlığın izinde
açılıyor her gün yeniden en soylu derinliğe
bir ben giriyorum sanki ardımda tutunamayan kimliğim
sorularını kaybetmiş gençliğimle

ilerledikçe gülüşüyor birileri
yüzüme değiyor tanımadığım dudaklar
ellerimi tutup odama çekiyorlar hayalleriyle
en köşede tarihini yüzümde sakladığım kızım çıkıyor
elinde asası yüzünde sevişme izleri
ne erguvan kokusuymuş bu
sarıyor çağımı birdenbire

ben gelince hüznümden siyah perdelere akıyor tozlarım
sahnesinde tebessümünü yakıyor içlendiğim kadın







Özgür  ÖZMERAL