AŞI
 
1
 
tarla hazırdı
koyu esmer eti anadan doğma çırılçıplak
tarla hazırdı
şişkin ıslak dudaklarını açmıştı yarı yarıya
uzun sürmedi bekleyiş
sabah aydınlığında canlı küçük kurtlar gibi yukardan saçılıp aktı tohum
hazla ürperdi toprak
içine çekti akanı
     açılıp  kapanarak
            açılıp kapanarak
sonra da mahmur
             bir kat daha güzel
                       terli kabarık
                                    gerindi
ben ölümden kuvvetliyim diyebilirdi
                                              gebeydi artık
 
2
arılar fırladı güneşe doğru
en önde kızoğlankız yeni beyarı
nazlı bir vızıltıdır zar gibi ince şeffaf kanatları
beli koptu kopacak
altın tüylü süzme karnında da üç kızıl kuşak
yetişip önledi onu erkeklerin en güçlüsü
sonra yukarda boşlukta güneşin orda
                          dikenli incecik bacaklar karıştı birbirine
bir saniye sürdü aşı
silkinip kurtuldu dişi
düştü erkek
              içinden kopan elleriyle toprağa

 
3
 
odalarının penceresi ormana açık
ağır yaz bulutlarının altında orman
bir yumurtalık gibi de nemli ılık
erkeğin yüzünde aşağıdan
                               kadının gözlerinden vuran ışık
ormanın üstüne yağmur boşandı ansızın
yeşil ela gözlerini yumdu kadın
yarı açık ağzında ıslak dişleri berrak duru
içinde taa yüreğinin kökünde sıcak sıcak duydu yağmuru
 
 
4
atan bir damar gibi akıyor nehir
acı yemişleri dikenli dallarıyla duruyor ağaç
                                           duruyor kıraç yabani
güneşte bir şarkı gibi parladı balta
kesildi ağacın gövdesi orta yerinden
ihtiyardı esmerdi ıslaktı makta
                               kanayacaktı da âdeta
aşı bıçağıyla açıldı yarık
sokuldu ucu kalemin
bu kesik
        bu yabanı gövdede müjdesi vardı artık
                                   dikensiz dalları
                                           ince kabuklu tatlı yemişleri
                                              geniş yapraklarıyla gelecek olan
                                                                     yepyeni bir âlemin.
 
 
Nâzım Hikmet