EĞİLİP SUYUNU İÇTİĞİMİZ ÇEŞME

Hani büyük korkular başlayınca insanda,
Sıkılır yüreği, ölecek gibi olur;
Ne dost sevgisi, ne yar sevgisi,
Ne varsa hepsini bırakıp gitmek ister
Nereye, kime, niçin? Demeden.
Ölüme benzer, ölüme yakın,
Bir şeyler duyar içinde açıklayamaz,
Yumuşak, yavaş, ılık
Nerdeyse uzatsa elini dokunacak,
Belli, besbelli kumaş gibi,
Yorumlanamayan, birikmiş, toplu,
O bildiğimiz düşüncele benzeyen

Birçok sorulardan örülmüş;
Kırmızı mı, mavi mi, yeşil mi?
Ne idüğü belirsiz gibi görünen
Her şeye yakın, aşk içinde
Yaşama gibi, macera kıvamında,
Sevilen, tapılan, yanıp yakınılan
Nerdeyse yanıbaşında, selam verecek
O, omzuna dokunup geçen,
Akşamları çileden çıkaran
Her şeyi büyük azgınlığına alıştıran
Bizim bildiğimiz, bizim duyduğumuz,
Yayan yapıldak peşinde koştuğumuz,
Bozlağa, uzunhavaya, mayaya benzer,
Bir Anadolu türküsü, yanık, hazin
Eğilip suyunu içtiğimiz çeşme...






Mehmed KEMAL