ÇAY

Bülbüllerin, kızaran çileklerin sesi 
bana doğru uzanmış elindeki 
açık sabah çayı 
kışkırtılan gönenç 
suçlu gibi yaşamaya alıştık biz oysa 

onu nereye nereye saklamalı 
yıllarca sımsıkı kapattığı kapattığımız 
ruhlarımız (ilk mi) birbirine değdi 
düzleşe düzleşe yitti deniz 
düşteydik, teknelerin sesi balıkçılar olmasa 
dağlar eflatun ve kara 
gitgide yaklaşarak üstümüze geldi 
yittik yitik ülkedeydik
değdik 
kırlangıcın kanadıyla sessizliğe 

reddettik 
göğü, ağır bulutları, koyu 
batıp gideni reddettik 
akşam, yaşlı seslerinden geçerek komşuların 
yoğurdun ve elmanın tadıyla 

bizi derinine aldı 






Gülten  AKIN