Federico Garcia LORCA

İspanyol şair, müzisyen, ressam ve oyun yazarı Federico Garcia Lorca  5 Haziran 1899'da Granada bölgesindeki Fuente Vaqueros'ta doğdu, 19 Ağustos 1936'da Granada'da yaşamını yitirdi. Babası Granada'da toprak sahibiydi. Lorca böylece İspanyol halkını yakından tanıma olanağını buldu. Dadısından dinlediği geleneksel İspanyol baladları ve çingene öyküleri
ile büyüdü. Ailesinin daha çocuk yaşlarda satın aldığı bir kukla tiyatrosu, sanatçının tiyatroyla tanışmasına önemli bir vesile oldu. Ailenin Fuente Vaqueros'tan Granada'ya taşınmasıyla, Lorca'nın gençlik yılları çingeneler arasında şiirler yazarak ve şarkılar söyleyerek geçti. Colegio Del Sagrago Corazon des Jesus adlı Cizvit okulu'ndan sonra Granada Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Hukukun yanı sıra edebiyat, tiyatro, müzik ve resimle ilgilendi, uğraştı. 1918'de ilk kitabını yayımladı. 1919'da Madrid'e yerleşti. Madrid'de verimli bir kültür ortamı buldu; İspanyol folklorunu inceledi. Rafael Alberti, Vicente Aleixandre, Juan Ramon Jimenez, Salvador Dali, Pedro Salinas ve Luis Bunuel  ile dostluk kurdu. Yayımladığı şiir kitapları müthiş ilgi uyanırdı. 1930'da Amerika'ya çağrıldı, birçok konferans verdi. 1933'te ikinci kez Amerika'ya gitti; Arjantin, Brezilya ve Uruguay'ı dolaştı. 1934'te İspanya'ya döndüğünde ortalığı karışmış buldu. Hükümet sağcıların eline geçmişti. Maden işçilerinin ayaklanması silah zoruyla bastırılmıştı. Lorca bir yandan şiirlerini yazıyor, bir yandan tiyatrolarını oynatıyordu. 1936'da solcular başa geçince birkaç ay içerisinde toplumsal durum gerginleşti. Faşistler suikastlara girişiyor, halk da bu suikastlara karşılık veriyordu. Lorca için Granada'ya dönmekten
başka çıkar yol kalmamıştı. Ama o Granada'ya döndükten bir iki gün sonra, ayaklanan Franco'cular Güney İspanya'yı ele geçirdiler ve etnik-ideolojik temizliğe başladılar. On beş bin kişiyi kurşuna dizdiler. Lorca da tutuklandı, 19 Ağustos 1936'da  Falanjistler tarafından kurşuna dizildi.  Federico Garcia Lorca, yüzyılının en büyük iki İspanyol şairinden biri olarak kabul edilir. Şiirde, politikada ve ahlak anlayışında modernliğin savunucusu olan Lorca, eşcinsel tercihi nedeniyle Katolik kilisesi ile arası açılmıştır. Lorca için çağdaşlarının "en yaratıcısı, en gelenekseli ve en İspanyol'u" tanımı kullanılmaktadır.